TradFi ve şifreleme sektöründeki veri savaşı: Yeniden sahnelenen kaynak kapma mücadelesi
Son günlerde, ABD finans sektöründe bir kez daha geleneksel devlerle yeni güçlerin karşı karşıya geldiği bir mücadele yaşandı. Bu tartışmanın ana karakterleri, Wall Street yatırım bankası devlerinden JPMorgan ve tanınmış şifreleme para birimi ticaret platformu Gemini. Olayın fitilini, Gemini kurucu ortağı Tyler Winklevoss'un, büyük bir bankanın Gemini'ye veri hizmeti vermeyi reddetmesini açıkça eleştirmesi ateşledi; bu durum, finansal teknoloji şirketlerini ve şifreleme platformlarını baskı altına alma girişimi olarak değerlendirildi.
Bu olay, sektördeki uzmanların daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminin şifreleme şirketlerine verdiği zararı hatırlatıyor. Gelin, Gemini'nin karşılaştığı bu "Finansal Zulüm 2.0" olayını gözden geçirelim.
Veriler rekabetin ana aracı haline geliyor
Geleneksel finans ile şifreleme endüstrisinin kesişim alanında, kullanıcı verileri her zaman temel bir kaynak olmuştur. Tam KYC bilgileri, yalnızca kullanıcı risk tercihlerini ve varlık ölçeğini değerlendirmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda platform işlerinin yürütülmesine de kolaylık sağlar.
Bu tartışmanın odak noktası bankacılık verilerinin kullanım hakkıdır. Bazı sosyal platformların API arayüzlerini gelir kaynağı olarak kullanması gibi, "veri ticareti" uzun zamandır platform ekonomisinin belirsiz bir parçası olmuştur. Winklevoss'un bir bankanın Gemini'nin üçüncü taraf platformlar aracılığıyla bankacılık verilerine ücretsiz erişim hakkını elinden almasını eleştirmesinin ardından, bu banka daha sert bir tutum benimseyerek Gemini ile işbirliği planını doğrudan askıya aldı.
Bu uygulama, daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminde bazı bankaların şifreleme şirketleri ve teknoloji girişimlerine finansal hizmet sunmayı reddetmelerini hatırlatıyor. Bu, şüphesiz ki TradFi devlerinin yeni platformlara karşı bir baskısıdır.
2023 yılında, şifreleme pazarındaki durgunluk ve kendi işletme sorunlarının etkisiyle, birçok şifreleme dostu banka peş peşe iflas etti. Bazı görüşler, bunun hükümetin bankalara baskı yapması ve onları şifreleme şirketleriyle olan iş ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla ilgili olabileceğini öne sürüyor.
Sonrasında, "Operation Chokepoint 2.0" eylemi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Bazı teknoloji dünyasındaki ünlü isimlerin verdiği bilgilere göre, son yıllarda 30'dan fazla teknoloji şirketi kurucusunun banka hesapları kapatıldı, bu açıkça izole bir olay değil.
Bankaların "hizmet reddi" eylemleri genellikle net bir sebep olmadan gerçekleşir, ancak neden olduğu etkiler son derece ciddidir. Hafif durumlarda hesap açılamaz, ağır durumlarda fon transferleri kısıtlanabilir, hatta şirketlerin varlığını tehdit edebilir. Modern finans sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan bankacılık sektörü karşısında, hem işletmeler hem de bireyler son derece küçüktür.
Önemli bir nokta da, bu dizi olayların bazı politik değişiklikler için zemin hazırladığıdır. Sektör uzmanları, belirli bir siyasi figürü desteklemelerinin nedeninin, meşru işletmelerin uygunsuz denetim nedeniyle hükümet yaptırımlarına maruz kalmasını kabul edilemez bulmaları olduğunu belirtiyor.
Yasalara Kurnazca Aşan Veri Ticareti
Bu anlaşmazlığın bir diğer odak noktası, "Amerika Birleşik Devletleri Tüketici Finansmanı Koruma Yasası"dır. 2024 yılında, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi tarafından 2010 yılında çıkarılan bir yasaya dayanarak, Amerika Birleşik Devletleri Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu, "Kişisel Finans Verileri Hakları Nihai Kuralı"nı yayımlamıştır. Bu kural, finansal kurumların tüketicilerin talebi üzerine kişisel finansal verileri ücretsiz olarak sağlamasını ve bu verilerin diğer hizmet sağlayıcılarına aktarılmasına izin vermektedir.
Bu düzenlemenin asıl amacı, rekabeti teşvik ederek finansal hizmetleri iyileştirmekti, ancak nesnel olarak, şifreleme para birimi borsaları gibi platformlara kullanıcıların banka verilerine ücretsiz erişim fırsatı sundu. Şimdi, bazı bankaların sunduğu çözüm ise: "Kullanıcı verilerini mi istiyorsunuz? Olabilir, ama ödeme yapmanız lazım!"
Diğer yandan, çıkar sahibi olarak bankacılık sektörü, Amerikan Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu'na karşı dava açma çabası içinde, "açık bankacılık kurallarını" kaldırmayı hedefliyor ve böylece dolaylı olarak şifreleme platformlarının gelişimini engellemeyi amaçlıyor.
Bankacılık ve şifreleme platformları arasındaki sürekli mücadele
Son zamanlarda, ABD'deki birçok banka derneği, bazı şifreleme şirketlerinin banka lisansı başvurularının gözden geçirilmesine ara verilmesini talep etti. Bunun gerekçesi, bu başvuruların şeffaflıktan yoksun olması ve bankacılık sistemine yasal riskler oluşturma potansiyelidir.
Bu konuda bazı sektör uzmanları, bankacılık sektörünün tepkisinin dikkat çekici olduğunu belirtiyor. Eğer gerçekten bazı durumlardan endişe ediyorlarsa, neden doğrudan daha düşük düzenleyici gereksinimlere sahip bir tröst şirketine dönüşmüyorlar?
Bazı görüşler, bankaların ve kredi kooperatiflerinin çoğu konuda nadiren uzlaşmaya vardığını, ancak her ikisinin de şifreleme endüstrisinin getirdiği rekabet baskısının giderek daha belirgin hale geldiğinin farkında olduğunu öne sürüyor.
Sonuç
Ne olursa olsun, bu "kullanıcı verileri" mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı belli değil, ancak bankacılık sektörü ile şifreleme platformları arasındaki çatışmanın artık kamuya açık hale geldiği kesin. Bir dizi ilgili yasanın geçmesiyle birlikte, her iki tarafın sınır ötesi ödemeler, günlük işlemler ve ticari kabul gibi alanlardaki rekabeti kızışacak. Gelecekte, geleneksel bankaların hâkimiyetini sürdürmesi mi yoksa yeni platformların yükselmesi mi olacağı, bu mücadelenin sonucu henüz gözlemlenecek.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
12 Likes
Reward
12
6
Repost
Share
Comment
0/400
GateUser-a180694b
· 6h ago
Banka hâlâ boğazı sıkmaya devam etmek istiyor, öyle mi?
View OriginalReply0
GateUser-3824aa38
· 6h ago
Kin gütmek zorundasın, veri engellemesi de yapıyorsun öyle mi?
View OriginalReply0
MemeKingNFT
· 6h ago
Başlık: Zincir Oyun Enayileri Zorlu Dönüş | NFT'nin Karanlık Zamanlarının Tanığı | Sanal Alanın Yönlendiricisi
Ne güzel bir büyük dalga, Wall Street yılanı tekrar kuyruğunu ısırmaya başladı! Veriler bu et, herkes yemek istiyor...
View OriginalReply0
BoredRiceBall
· 6h ago
Varlıklar kimin elindeyse o belirler, baskı da yine yıkamaz.
View OriginalReply0
GasWaster
· 6h ago
Güldüm, geleneksel bankalar yine paniklemeye başladı.
View OriginalReply0
ShadowStaker
· 7h ago
sadece tradfi'nin kriptoyu boğmaya çalıştığı bir başka gün... dürüst olmak gerekirse klasik bir kira arama davranışı
TradFi ve şifreleme platformları arasındaki veri savaşları: Bankacılık sektörü ve Gemini yeniden çatışıyor
TradFi ve şifreleme sektöründeki veri savaşı: Yeniden sahnelenen kaynak kapma mücadelesi
Son günlerde, ABD finans sektöründe bir kez daha geleneksel devlerle yeni güçlerin karşı karşıya geldiği bir mücadele yaşandı. Bu tartışmanın ana karakterleri, Wall Street yatırım bankası devlerinden JPMorgan ve tanınmış şifreleme para birimi ticaret platformu Gemini. Olayın fitilini, Gemini kurucu ortağı Tyler Winklevoss'un, büyük bir bankanın Gemini'ye veri hizmeti vermeyi reddetmesini açıkça eleştirmesi ateşledi; bu durum, finansal teknoloji şirketlerini ve şifreleme platformlarını baskı altına alma girişimi olarak değerlendirildi.
Bu olay, sektördeki uzmanların daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminin şifreleme şirketlerine verdiği zararı hatırlatıyor. Gelin, Gemini'nin karşılaştığı bu "Finansal Zulüm 2.0" olayını gözden geçirelim.
Veriler rekabetin ana aracı haline geliyor
Geleneksel finans ile şifreleme endüstrisinin kesişim alanında, kullanıcı verileri her zaman temel bir kaynak olmuştur. Tam KYC bilgileri, yalnızca kullanıcı risk tercihlerini ve varlık ölçeğini değerlendirmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda platform işlerinin yürütülmesine de kolaylık sağlar.
Bu tartışmanın odak noktası bankacılık verilerinin kullanım hakkıdır. Bazı sosyal platformların API arayüzlerini gelir kaynağı olarak kullanması gibi, "veri ticareti" uzun zamandır platform ekonomisinin belirsiz bir parçası olmuştur. Winklevoss'un bir bankanın Gemini'nin üçüncü taraf platformlar aracılığıyla bankacılık verilerine ücretsiz erişim hakkını elinden almasını eleştirmesinin ardından, bu banka daha sert bir tutum benimseyerek Gemini ile işbirliği planını doğrudan askıya aldı.
Bu uygulama, daha önceki "Operation ChokePoint 2.0" eyleminde bazı bankaların şifreleme şirketleri ve teknoloji girişimlerine finansal hizmet sunmayı reddetmelerini hatırlatıyor. Bu, şüphesiz ki TradFi devlerinin yeni platformlara karşı bir baskısıdır.
"Operation ChokePoint 2.0": şifreleme sektörünün kabusu
2023 yılında, şifreleme pazarındaki durgunluk ve kendi işletme sorunlarının etkisiyle, birçok şifreleme dostu banka peş peşe iflas etti. Bazı görüşler, bunun hükümetin bankalara baskı yapması ve onları şifreleme şirketleriyle olan iş ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla ilgili olabileceğini öne sürüyor.
Sonrasında, "Operation Chokepoint 2.0" eylemi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Bazı teknoloji dünyasındaki ünlü isimlerin verdiği bilgilere göre, son yıllarda 30'dan fazla teknoloji şirketi kurucusunun banka hesapları kapatıldı, bu açıkça izole bir olay değil.
Bankaların "hizmet reddi" eylemleri genellikle net bir sebep olmadan gerçekleşir, ancak neden olduğu etkiler son derece ciddidir. Hafif durumlarda hesap açılamaz, ağır durumlarda fon transferleri kısıtlanabilir, hatta şirketlerin varlığını tehdit edebilir. Modern finans sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan bankacılık sektörü karşısında, hem işletmeler hem de bireyler son derece küçüktür.
Önemli bir nokta da, bu dizi olayların bazı politik değişiklikler için zemin hazırladığıdır. Sektör uzmanları, belirli bir siyasi figürü desteklemelerinin nedeninin, meşru işletmelerin uygunsuz denetim nedeniyle hükümet yaptırımlarına maruz kalmasını kabul edilemez bulmaları olduğunu belirtiyor.
Yasalara Kurnazca Aşan Veri Ticareti
Bu anlaşmazlığın bir diğer odak noktası, "Amerika Birleşik Devletleri Tüketici Finansmanı Koruma Yasası"dır. 2024 yılında, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi tarafından 2010 yılında çıkarılan bir yasaya dayanarak, Amerika Birleşik Devletleri Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu, "Kişisel Finans Verileri Hakları Nihai Kuralı"nı yayımlamıştır. Bu kural, finansal kurumların tüketicilerin talebi üzerine kişisel finansal verileri ücretsiz olarak sağlamasını ve bu verilerin diğer hizmet sağlayıcılarına aktarılmasına izin vermektedir.
Bu düzenlemenin asıl amacı, rekabeti teşvik ederek finansal hizmetleri iyileştirmekti, ancak nesnel olarak, şifreleme para birimi borsaları gibi platformlara kullanıcıların banka verilerine ücretsiz erişim fırsatı sundu. Şimdi, bazı bankaların sunduğu çözüm ise: "Kullanıcı verilerini mi istiyorsunuz? Olabilir, ama ödeme yapmanız lazım!"
Diğer yandan, çıkar sahibi olarak bankacılık sektörü, Amerikan Tüketici Finansmanı Koruma Bürosu'na karşı dava açma çabası içinde, "açık bankacılık kurallarını" kaldırmayı hedefliyor ve böylece dolaylı olarak şifreleme platformlarının gelişimini engellemeyi amaçlıyor.
Bankacılık ve şifreleme platformları arasındaki sürekli mücadele
Son zamanlarda, ABD'deki birçok banka derneği, bazı şifreleme şirketlerinin banka lisansı başvurularının gözden geçirilmesine ara verilmesini talep etti. Bunun gerekçesi, bu başvuruların şeffaflıktan yoksun olması ve bankacılık sistemine yasal riskler oluşturma potansiyelidir.
Bu konuda bazı sektör uzmanları, bankacılık sektörünün tepkisinin dikkat çekici olduğunu belirtiyor. Eğer gerçekten bazı durumlardan endişe ediyorlarsa, neden doğrudan daha düşük düzenleyici gereksinimlere sahip bir tröst şirketine dönüşmüyorlar?
Bazı görüşler, bankaların ve kredi kooperatiflerinin çoğu konuda nadiren uzlaşmaya vardığını, ancak her ikisinin de şifreleme endüstrisinin getirdiği rekabet baskısının giderek daha belirgin hale geldiğinin farkında olduğunu öne sürüyor.
Sonuç
Ne olursa olsun, bu "kullanıcı verileri" mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı belli değil, ancak bankacılık sektörü ile şifreleme platformları arasındaki çatışmanın artık kamuya açık hale geldiği kesin. Bir dizi ilgili yasanın geçmesiyle birlikte, her iki tarafın sınır ötesi ödemeler, günlük işlemler ve ticari kabul gibi alanlardaki rekabeti kızışacak. Gelecekte, geleneksel bankaların hâkimiyetini sürdürmesi mi yoksa yeni platformların yükselmesi mi olacağı, bu mücadelenin sonucu henüz gözlemlenecek.
Ne güzel bir büyük dalga, Wall Street yılanı tekrar kuyruğunu ısırmaya başladı! Veriler bu et, herkes yemek istiyor...